Her şey karlı soğuk bir günde başlar. Elazığ’ın en eski lokantalarından birine can alıcı soğuğa ve açlığa daha fazla dayanamayan küçük bir simitçi çocuk adım atar ve geleceğe doğru uzanan bir lezzet hikayesi başlar.
Bulaşıkçılıktan ustalığa uzanan bu hikayede, attığı her adım bir tecrübe, her bir tecrübe de elinin lezzetine lezzet katar Yusuf’un. 1992’de kebabın ve etin ustası, 2002’de ise Harput’ta tarihi bir hamamın bahçesinde kendi işinin sahibi olur. Yaptığı soslu pirzolalarla ününe ün katar ve artık Pirzolacı Yusuf Usta olarak adını taçlandırır. Artık et ve pirzola deyince akla ilk o gelir. Çünkü yaptığı pirzolaların deyim yerindeyse tadı damakta kalır. 5000 yıllık Anadolu tarihinin şahidi Harput gerçek bir lezzet durağına ev sahipliği yapar. Şanı Elazığ sınırlarını aşan pirzolalar, şehir dışından gelen misafirlerin, şehre adım atan siyasetçi ve devlet büyüklerinin aklındaki tek lezzet olur.
Soslu pirzolanın yanı sıra Harput kebabı, soslu fileto, patlıcan söğürtme gibi benzerini hiçbir yerde tadamayacağınız lezzetler Pirzolacı Yusuf Usta’yı her zaman rakiplerinden farklı kılar. Çünkü Pirzolacı Yusuf Usta lezzetinin ana malzemesi olan eti yalnızca bir yerden temin etmez. Aradığı lezzet ve kalitede eti bulabilmek için uzun yıllar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun muhtelif yerlerinde gezer, araştırır esnafla kurduğu lezzet köprüsünde en özel kuzu ve süt danası etlerini keşfeder. İşini hep aşkla yapar, o çocuksu samimiyetini ve heyecanını hep korur. En iyi olduğu bu işte lezzet sırrını başka bir memlekete taşımak ister. Eylül 2016’da, Çukurambar Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı’nda ikinci lezzet durağını açar. Tadı dilden dile yayılan o meşhur yemeklerini, maharetlerini ve kendi eliyle pişirdiği etlerini Ankara ile buluşturur, tadı aynı ama mekanı ve zamanı farklı yeni bir lezzet hikayesine başlar…